Çocuklarda Ayrılık Kaygısı: Derinlemesine Rehber
- Gülşen Yıldırım
- 25 May
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 3 Eyl
Ayrılık Kaygısı Nedir?
Ayrılık kaygısı, özellikle erken çocukluk döneminde ortaya çıkan ve çocuğun bakım vereninden ayrılacağı düşüncesiyle yoğun stres, korku ve endişe yaşaması durumudur. Gelişimsel olarak 6 ay ile 3 yaş arasında görülmesi normaldir. Ancak bu kaygı çocuğun yaşına uygun değilse, sosyal işlevselliğini bozuyorsa ve şiddetli şekilde devam ediyorsa ayrılma kaygısı bozukluğu olarak adlandırılır.
Gelişimsel Dönemlere Göre Ayrılık Kaygısı
Bebeklik (6 Ay - 18 Ay)
Yabancı kaygısı bu dönemde başlar. Bebek, tanımadığı kişilere karşı huzursuz olur.
Bakım verenin gidişini bir “ayrılık” olarak anlamaya başlar.
Objenin sürekliliği gelişmeye başladığından, bakım verenin geçici de olsa yokluğu kaygı yaratabilir.
Yürümeye Başlayan Çocuk (1.5 - 3 Yaş)
Bağımsız hareket etmeye başlamasıyla birlikte, ayrılık korkusu artabilir.
Kendi başına kalma, uyuma ya da kreşe gitme gibi durumlarda direnç gösterebilir.
Okul Öncesi (3 - 6 Yaş)
Gerçek ayrılıklar (örneğin okula başlama) bu dönemde başlar. Ayrılık kaygısı belirginleşebilir.
Hayal gücünün gelişmesiyle birlikte çocuğun aklına “anneye kötü bir şey olabilir” gibi düşünceler gelir.
Okul Çağı ve Sonrası (6 Yaş+)
Bu yaşta çocukların ayrılığı daha mantıklı açıklamalarla tolere etmesi beklenir.
Ancak hâlâ yoğun kaygı varsa, bu bir bozukluk işareti olabilir.
Ayrılık Kaygısının Nedenleri
1. Biyolojik ve Genetik Faktörler
Ailede anksiyete bozukluğu öyküsü olması
Nörotransmitter dengesizlikleri (özellikle serotonin ve norepinefrin düzeyleri)
2. Psikolojik Faktörler
Güvensiz bağlanma tarzı
Travmatik yaşantılar (kayıp, ayrılık, kaza vb.)
Ebeveynin endişe, kaygı ve korku gibi duygusal durumları
3. Çevresel Faktörler
Yeni bir okula başlamak
Taşınma, boşanma, kardeş doğumu gibi değişiklikler
Hastalık veya hastanede yatma gibi zorlayıcı yaşantılar
Belirtiler Nelerdir?
Ayrılık kaygısı yaşayan çocuklar, ayrılık öncesinde, sırasında ve sonrasında şu tepkileri verebilir
Duygusal Belirtiler:
Yoğun ağlama
Panik, korku ya da kaygı nöbetleri
Sürekli ebeveyne yapışma isteği
“Seni bir daha görememekten korkuyorum” gibi söylemler
Fiziksel Belirtiler:
Mide bulantısı, baş ağrısı, kusma
Uykuya dalmada zorluk, kabuslar
Yorgunluk ya da okul zamanı gelen “ani” hastalıklar
Davranışsal Belirtiler:
Okula gitmeyi reddetme
Yalnız kalmak istememe
Gece ebeveynin yanında yatmakta ısrar
Sinirlilik, öfke patlamaları
Ayrılık Kaygısı Bozukluğu Tanı Kriterleri (DSM-5)
Bir çocukta Ayrılma Kaygısı Bozukluğu tanısı konması için aşağıdaki kriterlerin en az 4 hafta boyunca görülmesi gerekir.
Ebeveynin ya da bakım veren kişinin başına kötü bir şey geleceğine dair yoğun korku
Okula gitmeyi ya da başka bir yerde kalmayı reddetme
Ayrılıkla ilgili kabuslar
Fiziksel semptomlar (baş ağrısı, karın ağrısı vb.
Yalnız kalmayı istememe
Ayrılık Kaygısı ile Başa Çıkma Yolları
1. Güvenli Bağlanmayı Güçlendirme
Çocukla sevgi dolu, tutarlı bir ilişki kurmak en güçlü temeldir.
Ayrılıklar sonrası geri döneceğinizi mutlaka gösterin. Söylemek değil, davranışla göstermek önemlidir.
2. Küçük Alıştırmalar Yapın
Önce evin içinde yalnız kalma süresi uzatılabilir.
Sonra kısa süreli ayrılıklar: markete gitmek, komşuya uğramak gibi küçük “ayrılık pratikleri” yapılabilir.
3. Ayrılık Rutinleri Oluşturun
Her vedada aynı rutin (sarılmak, el sallamak, özel bir kelime vb.) çocuğa öngörülebilirlik sağlar.
4. Duyguları Adlandırın ve Normalleştirin
“Seni bırakınca ağladığını gördüm. Bu senin üzgün olduğunu gösteriyor. Bu çok normal.” gibi yaklaşımlar, çocuğun kendini anlamasına yardımcı olur.
5. Olumsuz Davranışlara Cezadan Kaçının
Ağladığı veya gitmek istemediği için cezalandırmak kaygıyı artırır.
Anlayışlı ama kararlı bir şekilde destek olun: “Gitmek istemediğini anlıyorum ama bugün de okula gitmen gerekiyor.”
6. Oyunun Gücünü Kullanın
Oyuncaklarla ayrılık senaryoları oynanabilir.
Oyun terapisi, çocuğun iç dünyasını dışa vurmasına ve korkularını işlemeye yardımcı olur.
7. Profesyonel Destek
Eğer çocuğunuzun kaygısı hayatını ve sizin ailenizin düzenini olumsuz etkiliyorsa, bir uzmandan destek alın.
Psikoterapi (özellikle bilişsel davranışçı terapi, oyun terapisi) ve gerektiğinde psikiyatrist gözetiminde ilaç tedavisi seçenekler arasında olabilir.
Ebeveynler İçin Öneriler
Kendi kaygınızı yönetin: Çocuğun kaygısı çoğu zaman ebeveynin duygusal durumunu yansıtır.
Tutarlı olun: Vedalaşmalar kısa ama sevecen olmalı. Uzun vedalar, çocuğun kaygısını artırır.
Çocuğunuzun bireyselliğini destekleyin: Bağımsızlık gelişimi için küçük görevler ve sorumluluklar verin.
Ekran süresini sınırlayın: Özellikle korkutucu içerikler çocukta kaygıyı tetikleyebilir.
Model olun: Kendi korkularınızı nasıl yönettiğinizi çocuğunuza anlatmak, ona örnek olur.
Ayrılık Kaygısı Yönetilebilir Bir Süreçtir
Ayrılık kaygısı çocuğun gelişim sürecinin doğal bir parçası olabilir. Ancak bu kaygı kontrol edilemez hale gelirse, hem çocuk hem de aile için yıpratıcı olabilir. Erken farkındalık, destekleyici ebeveynlik ve gerektiğinde profesyonel yardım sayesinde çocukların bu dönemi sağlıklı şekilde atlatması mümkündür.
Ek Kaynaklar:
Amerikan Psikoloji Derneği – Ayrılık Kaygısı
Çocuk Psikiyatrisi Derneği – Anksiyete Bozuklukları
Yorumlar